Afrika'da da, artık dünyanın hemen hemen her coğrafyasında olduğu üzere, yeni malzemeler ve inşa metodları geleneksel olanın yerini almakta. Yeni olan daha medeni ve erişilen bir zenginliğin (?) yansıması olarak değerlendirilmiş olsa da, artık durumun pek de öyle olmadığı içerisinde bulunduğumuz şartlardan da anlaşılabilmektedir. Bu yaklaşımın çözümü ise kültür kodlarında saklı.
Her kelime kendi edebiyatı içinde varlığını sürdürür.
Bu sebeple söz konusu projenin çıkış noktasını Afrika mimarlığı üzerinde temellenen bir yaklaşım oluşturmuştur. Afrika kültürünün özgün kalışı sayesinde, ikincil ayak geleneksel malzeme ve teknikler üzerine oturtulabilmiştir. Alandaki doğal malzemelerin kullanılmasının , yapı maliyeti ve inşa süreci üzerinde doğrudan etkili olacağı düşünülmüştür. Aynı zamanda deneyimin yeni bir projede tekrar ele alınması, kültürün birikerek ilerleyen yapısına olumlu anlamda bir katkı sunabilmektedir. Böylelikle bir yandan yeni çağa ait ürün, eskiden de olduğu gibi, kültürel kodların üzerinde ve onları da beraberinde taşıyarak elde edilebilecektir.
Tüm bu açılardan değerlendirildiğine bu okulun tasarlanması bir aşılama örneğine benzemektedir. Burada Afrika kendine ait kültürel her türlü altyapısı ve olası zayıflıkları ile aşılık bir filiz olarak durmaktadır. Proje ise buradaki zayıf noktaları irdeleyerek ve onları yerele ait bir dille sağlamlaştırmaya çalışarak aşının sağlıklı bir şekilde tamamlanmasına çalışır.
This website stores cookies on your computer. These cookies are used to collect information about how you interact with our website and allow us to remember you. We use this information in order to improve and customize your browsing experience and for analytics and metrics about our visitors both on this website and other media. To find out more about the cookies we use, see our Privacy Policy.